Skip links

ZİHNİN MUCİZELERİ

Farkında mısınız, aslında ne kadar büyük güçlere sahip olduğunuzun..?

“Bittim”, “buraya kadarmış”, “ölüyorum artık çektiğim acıdan”, “yok artık başka birşey yapamam….” dediğiniz o AN’larda bile, oraya kadar gelişinizi sağlayan ve sizi bir o kadar daha götürecek enerjiniz, potansiyeliniz vardır.. Aldığınız 1 metre lastiğin, çektiğinizde 2 metre olması gibi.. Ama tabi en önemli noktalardan biri de, 2 metreye yaklaştığınızda bunu anlamanız ve lastiğinizi sündürmeden, kontrollü bir sekilde kullanmanızdır..

İnsanın, sahip olduğu, bildiği ama uygulamadığı ya da bildiğinin farkında olmadığı özellikleri vardır.

Bunlardan ilki “Bakış Açısı” dır. Bakış açınızı olumlu ya da olumsuz yönde tutmak yalnızca sizin elinizdedir. Bardağın dolu ya da boş tarafına takılıp kalmamız gibi ya da baktığımız manzarada, kimimizin karşı kıyıda giden araçların içindeki insanları bile farkedip, güç alması, kimimizin karşı kıyının uzaklığından dolayı kendisini çok yalnız hissetmesi gibi..

İkincisi “Arzu Etmek”tir. Gerçekten birşeyi yapmak istediğinizde; yani gözlerinizi parlatan, kalbinizi normalden hızlı attıran hangi düşüncenizi gerçekleştiremediniz? Arzu ederek, istenileni düşüncede yaratabilmenin gücünü keşfetmek ve uygulamak bizleri birer adım öne geçirmiyor mu?

Üçüncüsü “Hayal Etmek”’tir. İnsan hayal ettiği herşeyi gerçekleştirebilir. Şöyle bir gözünüzü kapatın, hayal edebildiğiniz ne varsa uygulamaya başlayabilirsiniz, çünkü bilinçaltı, gerçekle hayal arasındaki farkı bilmez ve kendisine ne gönderilirse onu hemen gerçek sanıp kabul eder.

Dördüncüsü “Hafıza”dır. Doğduğumuz andan bu yana öğreniyoruz ve hafızamızda öğrendiğimiz herşey, yaşamımız için gerekli olan, tecrübelediğimiz her türlü bilgi saklı, gerektiğinde en doğru şekilde kullanmak yalnızca bizim elimizde..

Beşincisi “İrade”’dir. Diyet yapmaya karar verirsiniz ve size teklif edilen pasta böreği kabul edip etmemek yalnızca yine size bağlıdır, tabi elinizi ayağınızı bağlayıp, bir de ağzınızı açıp size zorla yedirmiyorlarsa..

Vee Altıncısı; sözünü en az dinlediğimiz ve hatta çoğu kez  inanmadığımız “İçgüdü” müzdür. Aslında sağlıklı bir insanın içgüdüsü ona hep doğruyu söyler, ama biz bir türlü kendimizi onun söylediklerine layık göremediğimizden mi ne “ben yapamam”, “yok canım, böyle üstün birşeye ben nasıl sahip olurum” gibi karşıt düşüncelerle her seferinde, okkalı bir tokat patlatırız ona. Oysa 1 kez olsun, içten bir şekilde inanarak, bize söylediğini dinlesek ve uygulasak, belki de o bize çok uzakmış gibi gelen şeyin burnumuzun dibinde bittiğini göreceğiz..

Alın işte, size bir tomar anahtar.. bakın kendi avuçlarınızda.. açın açabildiğiniz kadar kapıyı.. hangisi hangi kapıya uyacak diye kara kara düşünmektense, birini alıp denemeniz bile yetecek, her birinin her kapıyı açabileceğini fark edeceksiniz..

Sevgiyle,

Öz.