Geçen hafta “Günümüzde, İnsan Kaynaklarını besleyen ve destekleyen sistemlerin içinde yer alan “Koçluk ve Mentorluk” modelleri de üst sıralara taşındı” demiş, sizlere biraz da koçluktan bahsetmiştim. Bu hafta sırada mentorluk vardı. Ancak farkettim ki koçluk ve koçluğun faydalarıyla ilgili okuduğum son birkaç yayındaki bilgileri de sizlerle paylaşmam gerekiyor..
Biliyor musunuz, “Koç” kavramının kullanımı İngilizcede 1500’lü yıllara kadar uzanmaktaymış? Yani binek arabasını süren hayvana ya da yolcu vagonunu çeken lokomotife “coach” deniliyor. Bu anlamını bugün de koruyan koçluğa zamanla yeni anlamlar da yüklenmiş ve günümüzde de, kişiyi bulunduğu yerden ulaşmak istediği yere götürme anlamında da kullanılıyor.
Yalnız şu önemli farkı bilmemiz gerekiyor; koçlar, danışanlar için bir öğretmen değil, daha yüksek performans elde etmeleri için, onları yeni fırsatlar ve davranışlarla tanıştıran bir partnerdirler. Etkili bir koç, bireyin yeteneklerini keşfetmesini sağlarken, güçlü yanlarını ve geliştirmesi gereken özelliklerini, özellikle sorduğu sorularla kişinin yine kendisine bulduruyor..
Koçluğun şirket açısından ve birey açısından yararlarına da bakarsak, en öne çıkanları sizler için şöyle sıralayabilirim:
• Koçluk, iletişimi daha verimli hale getiriyor (ki günümüzde hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında gelen iletişim hakkında sayfalarca konuşabiliriz, zaten çok yakında bu konuyla da ilgili paylaşımlarımız olacak..)
Bireyin, özellikle çatışma yönetimi tekniklerini öğrenip, çatışmalardan hem şirket, hem de kendisi için yararlı sonuçlar çıkarabilmesine olanak tanıyor. Böylelikle bireyin, hem yönetsel, hem de diğer ilişkilerinde daha esnek, daha ılımlı bir tutum kazanmasını sağlıyor. Artan ve gelişen iletişimle de, şirket içindeki her türlü sorun daha rahat ve gerçekçi bir şekilde konuşulup masaya yatırılabiliyor, dolayısıyla da tüm bu sorunlar için çözüm yolları geliştirme fırsatı yakalanmış oluyor.
• Koçluk, bireyin performans ve verimliliğinin artmasını sağlıyor, sonucunda da şirketin üretkenliği, verimliliği ve yaratıcılığı artıyor.
• Bir şirketin lider ve lider yapıları o şirketin geleceğinin şekillenmesinde en etkili unsurlardandır. Koçluk bireyin liderlik becerilerinin ve davranışlarının da gelişmesini desteklediği için, bütünsel anlamda bu tamamen şirketin vizyonuna yansıyor.
• Yaşam hızlı değişimler içinde akıp giderken, bireyin ve şirketlerin bu akışa uyum göstermesi gerekir. Koçluk, hızla değişen durumlara, daha hızlı uyum gösterme yöntemlerinin fark edilmesini de sağlıyor.
• Takım çalışmasında yer alan her bireyin, uyum içinde ve düzenli çalışabilmesini, birbirine yol göstermesini, yaptıkları geri bildirimlerle birbirlerini daha kolay izleyebilmesinin de fırsatını sunuyor.
• Bireyin hedeflediği kariyer yolunda daha üst basamaklara nasıl daha hızlı çıkabileceğini gösterirken, iş ve özel yaşamı arasındaki dengeyi kurabilmesinin ve koruyabilmesinin önemini kişiye hatırlatıp ve bunun yollarını da kişiye gösteriyor.
• Aslında kararlarımız sonucunda yaptıklarımız, bizim sorumluluğumuzda şekillenmiş olan yaşamımızın bir bütünleyenidir. Koçluk bu bütünlüğün birey tarafından daha kolay farke dilmesini sağlarken, hataların da bir öğrenme yöntemi olarak kullanılabilmesine olanak tanıyor.
Sonuç olarak da yukarıda yer alan tüm bu maddeler ya da çok daha fazlası, bireyin yaşam kalitesini arttırmasını sağlıyorlar. Yaşam kalitesi artan kişiler de daha verimli, mutlu, paylaşımcı ve güvenli çalıştıkları için, ortamlarının da böyle olmasına sebep oluyorlar. Dolayısıyla şirketin başarısı, bulunduğu pazarda rakiplerine karşı rekabet gücünü arttırması, sürdürebilir performansı, bir diğer anlamda da koçluğun en önemli faydaları arasında. Bu sebeple de, şirketlerde düşük performansın sebep olduğu sonuçlarla ilgilenmek yerine, bunların nedenleri incelenmeli, önceden önlem alınmalıdır. Koçluk sürecinin iki önemli aşaması olan; performans sorunlarını öngörmek ve varolan sorunları analiz etmek olduğuna göre, koçluk uygulamalarının sunduğu faydalardan da yararlanabilmek için, bu alanda hizmet veren profesyonellerden yardım alınabileceği gibi, örgüt içindeki yöneticilerin de bu tekniği öğrenerek, çalışanlarına koçluk yapması sağlanabilir.
Geçenlerde elime bir araştırma yazısı geçti; 2003 yılında O’Neill ve Broadbent’in yaptığı çalışmada, çalışmaya katılan kişilere “koçluk çalışmasından elde edilen yararlar” sorulmuş. Yanıtlar ise aynen şöyle;
• % 67.6’sı farkındalık düzeylerinin arttığını,
• % 62.4’ü kendileri için daha iyi hedefler koyabildiklerini,
• % 60.5’i iş yaşamları ile özel yaşamları arasındaki dengeyi daha iyi kurabildiklerini,
• % 57.1’i stres düzeylerinin düştüğünü,
• % 52.9’u kendilerini keşfetme isteklerinin arttığını,
• % 52.4’ü başkalarına karşı güven duygularının arttığını,
• % 43.3’ü yaşam kalitelerinin yükseldiğini,
• % 39.5’i iletişim becerilerinin geliştiğini,
• % 35.7’si projelerini tamamlama konusunda daha başarılı olduklarını,
• % 33.8’i genel sağlık düzeylerinin iyileştiğini,
• % 33.3’ü çalışma arkadaşları ile daha iyi ilişkiler kurduklarını,
• % 33.3’ü aileleri ile daha iyi ilişkiler kurduklarını belirtmişler.
Peki sizce artık daha fazla yoruma gerek var mı?
Sevgiyle,
Öz.